14 MART TIP BAYRAMI VE BEYAZ ÖNLÜK GİYME TÖRENİ
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 14 Mart Tıp Bayramı ve Beyaz Önlük Giyme Töreni dolayısıyla, 14 Mart 2022 tarihinde Balgat Kampüsü Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe, Ufuk Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof.Dr. Haluk YETKİN, Mütevelli Heyet Üyeleri, Ufuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Tevfik TEZCANER, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem KAVAKLI’ın yanı sıra öğretim üyeleri, öğrenciler ve aileleri katıldı. Prof.Dr. YETKİN: “Hekimler Sağlık Zincirinin Tümü Değil Sadece Bir Baklasıdır” Ufuk Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof.Dr. Haluk YETKİN, konuşmasının başında tıp bayramının kapsamı ve anlamı hakkında bilgi verdi. Tıp mensuplarından beklentilerin bir hayli yüksek olduğunun altını çizen Prof.Dr. YETKİN, şöyle konuştu: “Teknolojiye bağlı, giderek artan hızla ilerleyen bir mesleğin başarılı olabilmesi için her türlü olanağa ve iyi yetişmiş sağlık personeline gereksinim vardır. Hepsinden önce hekimlerin insanca yaşama imkânı olmalıdır. Hekimler sağlık zincirinin bir baklasıdır, ancak tümü değildir. Zincirler, en zayıf baklalarından kırılırlar. Hekimler, en zayıf bakla değildir. Bunu unutmayacağız.” 1827’de açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’den mezun olan hekimlerin, Viyana’dan aldıkları bir akreditasyon ile hekimlik yapmalarına izin verildiği bilgisini aktaran Prof.Dr. YETKİN, “Bu meslek erbabından canını vatan uğruna feda edenler ve bilime katkıları olan büyüklerimizi anmalıyız. Dr. Süleyman Numan Paşa, İstanbul’da sağlık tesislerinin işgal güçlerine verilmemesi için direnmiş ve Malta’ya sürülmüştür. Göz hekimlerinin ustası ve büyük hoca Esat Paşa (Işık), asistan iken çift aynalı bir oftalmoskop icat edip literatüre girmiştir. Milli Kongre organizasyonu yapması nedeniyle o da Malta’ya sürülmüştür. Bu arada hıfzıssıhhanın temellerini atan Refik Saydam, Tevfik Sağlam ve Reşat Rıza büyüklerimizi unutmamalıyız. Bu insanlar tifüs aşısı üretmişlerdir.” Prof.Dr. YETKİN, İstanbul Eski Belediye Başkanı Dr.Cemil Topuzlu Paşa’dan örnek vererek, Türk tıbbının çalışmalarını dünya literatürüne tescil ettirme konusundaki eksikliğine dikkati çekti. Prof.Dr. YETKİN, sağlık zincirinde hekimlerin günah keçisi olarak görüldüğünü belirterek, sağlıkta şiddet konusunun önemini vurguladı. Prof.Dr.TEZCANER: “14 Mart Tıp Bayramı Şanlı Ulusal Kurtuluşumuzun Sembollerindendir” Ufuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Tevfik TEZCANER konuşmasının başında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehit ve gazileri rahmet ve minnetle andı. Hekimlere seslenen Prof.Dr. TEZCANER, Anadolu topraklarının sağlık biliminin filizlenmesinde ve gelişmesindeki yerinin önemine dikkat çekerek, şunları kaydetti: “İstanköylü Hipokrat, Bergamalı Galen, Osmanlı Hekimi Mahmud Şirvani, Cumhuriyet Hekimi Hulusi Behçet ve ülkenin dört bir yanına kurulan darüşşifalar en önemli örnekleridir. Özellikle son yüzyıla baktığımızda sağlık alanındaki yeterliliğin, bu topraklarda hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nun yeterliliğiyle paralellik taşıdığı kolayca görülebilmektedir. Yükselme döneminde sunulan sağlık hizmetlerinin bir mücevher gibi parlamasına en iyi örnek Bursa’da kurulan ve tıp eğitiminin ilk defa Türkçe yapıldığı Yıldırım Darüşşifası’dır. Yazık ki, duraklama ve gerileme döneminde tıp bilimimiz ilerleyememiş, Avrupa devletlerinde ise dev adımlar atılarak, aradaki fark giderek açılmıştır. İstanbul’un işgali ve Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye İngilizler tarafından el konulması ulaşılan en dip noktadır. 14 Mart 1827’de ilk tıp eğitiminin verildiği Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire’nin kuruluşuna denk gelen ve üçüncü sınıf öğrencisi Hikmet öncülüğünde gerçekleştirilen 14 Mart 1919 protestosuyla Fatih, Kadıköy ve Sultanahmet mitingleri tetiklenmiştir. Bu dönemde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız başlatılmış ve emperyalizmin o büyük gücüne rağmen yeni bir cumhuriyetin doğuşu gerçekleştirilmiştir. Bu kurtuluş ve doğuş süreçlerinin her aşamasında, tıbbiyelilerin kanının ve terinin olduğunu görürüz. Besim Ömer Paşa, Akil Muhtar, Hikmet Boran ve adını sayamadığım yüzlerce tıbbiyeli bu destana şanlı bir şekilde isimlerini yazdırmışlardır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki dönem çok daha zorludur. Yüzyılların biriktirdiği geri kalmışlık, elbette sağlık alanında da kendini göstermektedir. Minnetle andığımız Dr. Refik Saydam, Dr. Reşit Galip, Dr. Lütfi Kırdar, Dr. Behçet Uz ve niceleri, sağlıktaki kalkınmaya baş koymuşlar, adeta savaşarak sağlık sistemimizin bugünlere ulaşabilmesi için sağlam temelleri atmışlardır. Bu sayede koruyucu ve iyileştirici sağlık hizmetleri isabetle gerçekleştirilmeye başlanmış, ülkenin her bölgesini içerecek şekilde sağlık hizmetleri ve hatta tıp eğitimi kurumları konumlandırılmış, bin doktor 130 hemşireden oluşan sağlık gücümüz, 170 bin doktor 200 bin hemşireye ulaştırılmıştır. 1937 yılından sonra Dr. Hikmet Boran ve arkadaşlarının yaptıkları işgal protestosuna atfen 14 Mart günü Tıp Bayramı olarak kullanılmaya başlanmıştır.14 Mart Tıp Bayramı bu nedenle sadece bir mesleki birlikteliğin özel günü değil, şanlı ulusal kurtuluşumuzun sembollerinden biri olarak taçlandırılmış bir gün olma özelliği taşımaktadır. Bu özelliğiyle dünyada örneği olmayan, seçkin bir kutlama olarak insanlık tarihinde yerini almıştır.” Prof.Dr. KAVAKLI: “Bu Topraklarda Hekim Olmak, Vatansever ‘Tıbbiyeli’ Ruhunu Taşımaktır” Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şebnem KAVAKLI, 14 Mart Tıp Bayramı’nın tarihsel süreci hakkında bilgi verdi ve ekledi: “O gün bu gündür, bu topraklarda hekim olmak; sadece iyileştiren ve yaşatan olmak değil, aynı zamanda vatansever ‘tıbbiyeli’ ruhunu taşımak anlamına da gelir. O gün bu gündür; değişen dünya koşullarında, görevinin başında ve ülkesinde görev yapmakta olan yine Türk hekimleridir. Bu anlamlı günde hem meslektaşlarım hem siz sevgili velilerimiz hem de kıymetli öğrencilerimiz için özel bir tören yapacağız. Ufuk Üniversitesi öğrenci almaya başladığı 2003 yılından bu yana Tıp Fakültesi’nde 500’e yakın hekim mezun etmiş, hali hazırda da 500’ün üzerinde öğrencisi olan bir Tıp Fakültesidir.” Prof.Dr. KAVAKLI, Covid-19 pandemisi nedeniyle, 2021-2022 eğitim öğretim yılında Beyaz Önlük Giyme Töreni yapılamayan doktor adaylarına, Tıp Bayramı Töreninde beyaz önlüklerinin takdim edileceğini kaydetti. Tıp Fakültesi olarak, canla başla, içerik ve yöntem olarak, dünya standartlarında tıp eğitimi verme hedefiyle 107 öğretim üyesi ve 78 araştırma görevlisiyle çalışan, genç ve tecrübeli bir fakülte olduklarının altını çizdi. Tören, Prof.Dr. Ayşe BİLGİHAN’ın, “Dünden Bugüne 14 Mart” başlıklı konuşması ve tıp öğrencilerine beyaz önlüklerinin giydirilmesiyle devam etti.